Renkli sokaklar, mutlu yüzler ama pek de kolay olmayan hayatlar. Sadece günümüzde değil, Bizans’tan beridir çingeneler ve romanlar hayatın en zor koşullarıyla şehrin bir sur içinde bir de sur dışında gidip gelerek yaşadılar. Hep yer değiştirdiler çünkü dünyanın her yerinde olduğu gibi burada da uzun yıllar boyunca toplum tarafınca benimsenilmediler. Ayrıca Sulukule, Ayvansaray, Balat ve Karagümrük sokaklarında çingene ve romanların yaşadığı renkli semtler olmasının yanı sıra birçok tarihi yapıya da ev sahipliği yapıyor. İşte İstanbul’un farklı yüzü, arka sokakları…
Alçak tavanlar, çarpık yapılar.
Kuzey Hindistan’dan dünyanın farklı bölgelerine yayılan çingeneler hiçbir yerde uzun yıllar boyunca sabit bir şekilde yaşamadılar. Bundandır ki yaşadıkları evler pek özenli olmaz. Genellikle alçak tavanlı ve rastgele evlerde yaşarlar. Ama evleri de kıyafetleri ve yüzleri gibi rengarenktir.
Rengarenk Kıyafetler, yoksa Bollywood filmi mi?
Kuzey Hindistan’dan gelmiş olmaları size biraz ütopik gelebilir ancak şu dükkandaki kıyafetlere de bakmanızı öneririm. Ardından da Aamir Khan’ın istediğiniz filmini açıp kıyaslama yapabilirsiniz:)
Kentsel dönüşümün izleri.
Mihrimah Sultan Cami’nin hemen yanında Sarmaşık Sokak ve çevresi eskiden Balat ve Ayvansaray sokakları gibi roman evleriyle doluydu. Hatta bu evlerden birinde ünlü aktris Türkan Şoray da doğmuştu ancak günümüzde Sarmaşık sokak ve Neslişah Mahallesi lüks konutlarla doldu. Konutların birbirine bağlanan sokaklarında açık kapılar bulunuyor ancak güvenlik sebebiyle sadece bir sokakla arasında sürekli kapalı olan demir kapı ve güvenlikler var.
Sarmaşıkaya Dimitri Rum Ortodoks Kilisesi
Aya Dimitri’ye adanmış bu kilisede dikkatimi çeken bir detayı sizinle paylaşacağım. Kiliseye girdikten sonra sol taraftaki duvarda elinde haç tutmuş fesli bir kişi gösterilir. Burada anlatılmak istenense daha önce Hristiyan olup sonrasında devşirilerek Müslüman olan vatandaşların tekrar Hristiyanlığa dönüş sürecini anlatıyor. Ancak bu o zamanlar kabul edilemez bir davranış sayılırdı ve sonuçları ağırdı.
Hemen ardındaki kapı da ufak bir Ayazmaya açılır. Metrelerce aşağıdan çekilen suyu içmek istemeseniz bile benim gibi en azından yanında fotoğraf çektirebilirsiniz!
Vefa Stadındaki Açık hava Bizans Sarnıcı
Yanlış okumadınız, evet Fatih Karagümrük’ün maçlarını oynadığı Vefa Stadı’nın duvarlarının bir bölümü aslında 5. Yüzyılda inşa edilen bir Bizans sarnıcının kalıntıları. Uzunca bir süre bostan olarak kullanılan arazi günümüzde bir stat. Keşke güzel bir restorasyon görse de şu stada dünyanın farklı yerlerinden yüzbinlerce turist çeksek!
Tekfur Sarayı ve Güvercin Pazarı
Yine şaka gibi bir başlık ama olay gerçek. Tekfur Sarayı’nın kalıntılarının yanında yer alan boşlukta her hafta sonu bir Pazar kuruluyor. Üstelik bu pazara giriş bile ücretli! Sembolik bir ücretle pazara giriyorsunuz ve ardından fiyatı on binlerce liraya ulaşan güvercinlere bakabiliyorsunuz.
Eğrikapı Maksemi – Savaklar Çeşmesi
Bildiğiniz üzere Taksim semti adını meydanın köşesinde bulunan maksemden yani su taksiminin yapıldığı “Taksim”den alıyor. Bu kısa bilgiyle beraber İstanbul’un uzun yıllar boyunca diğer şehirlere nazaran çok daha iyi bir su sistemine sahip olduğunu söyleyebilirim. Bizans’ta kullanılan sarnıçlar Türklerin durgun su yerine akan su tercih etmesi üzerine artık kullanılmayarak kemerlerle ve bentlerle su taşımasına geçildi. Eğrikapı maksemi de tüm bu su projesinin merkezi oldu, şehrin farklı noktalarından gelen su kaynakları burada buluştu ve yine buradan şehrin mahallelerine dağıtılıyordu.
Oğulcan Tatar
@ogulcantatar
Leave A Reply