Mardin Gezi Yazısı

Tarihi İpek Yolu’nda, verimli Mezopotamya topraklarının üstünde yer alan Mardin’i onlarca farklı din, mezhep ve kültürlere ev sahipliği yapmış bir kent olarak tanıyoruz. Manastırları, misafirperverliği, telkârisi, kiliseleri, camileriyle günümüzde bir Turizm şehri olan Mardin gezi yazısı sizlerle…

Gecesi gerdanlık, peki ya gündüzü?

Mardin’i tanımlarken birbirine çok benzeyen ama farklı anlamlar çıkarılabilecek iki betimleme yapılıyor; Bunlardan ilki; “Gecesi gerdanlık, gündüzü mezarlık”, ikincisi de “Gecesi gerdanlık, gündüzü seyranlık”. Burada aslında mezarlığa benzetilen Mardin’de şehrin ölü olması vurgulanmıyor, labirentimsi ve birbirine çok yakın evlerinin mezarlığı andıran sakinliğiyle gün ışığına çıkma sahnesi betimleniyor. Seyranlığa benzetilen Mardin gündüzü ise bence hiçbir mübalağa içermiyor, tümüyle gerçek. Mardin Ovası’nın huzur veren eşsiz parıltısı, seyranlık benzetmesine pek de yakışıyor. Gecenin her yerde olduğu gibi kusurları örten özelliği sayesinde sadece güzel yapıların ışıklandırıldığı Mardin’de ise karanlık bir başka güzel.

Mardin’in ilk Türkleri

Mardin gibi kozmopolit bir şehir mevzubahis olunca bu kadim topraklarda yaşamış onlarca farklı medeniyetten bahsedilebilir. Sizleri sıkmamak adına şu an için sadece Mardin seyahatinizde adını duyacağınız Mardin’in ilk Türklerinden olan Artuklulardan bahsetmek istiyorum. Şehir merkezinde bir ilçenin ve şehrin üniversitesinin adının nereden geldiğini de görelim bakalım.

Artuklular, adını 1086 yılında Kudüs’ü fetheden Artuk Bey’den alan bir Oğuz Türkmen beyliği olarak 12. Yüzyılın başında tarih sahnesine çıktı. Mardin ile beraber Hasankeyf, Harput ve Diyarbakır’da da varlık gösteren beyliğin günümüze kadar gelebilen en ünlü yapısı kuşkusuz Batman – Silvan arasında kalan Malabadi Köprüsü. Mardin’deki en ünlü yapısı ise kuşkusuz Mardin Ulu Cami.

Dara Antik Kenti

Doğu Roma döneminde şehrin sınırlarını koruma amaçlı askeri bir üs olarak inşa edilen kent günümüzde Oğuz Köyü’nde yer alıyor. Kentin kuşkusuz en ilginç noktası 15 asırlık toplu mezarı. Ölülerin tekrar dirileceğine inanıldığı için kayanın içi yontularak elde edilen bölüme tahminen 3000 kişinin cansız bedeni sığdırılmış ve ölü diriltme ayinleri yapılmış.

Manastırlar 

Mardin seyahatini en özel kılan detaylardan birisi manastır ziyaretleriniz olacak. Şu ana kadar hayatımda bulunduğum en uhrevi yapılardan birisi Mor Gabriel Manastırı oldu. Kafro Köyü ve Midyat Geziniz ile beraber planlayacağınız Mor Gabriel Manastırı’nda bir de manastırın yetkili rehberi Kuryakos Acar tarafından gezdirilirseniz ne mutlu size.

Süryanice “Aziz” anlamına gelen “Mor” ifadesiyle manastırın şu an Aziz Gabriel’e adandığını biliyoruz. Ancak manastırı Mor Gabriel’den çok daha önce, MS 397 yılında Mor Şmuel ve öğrencisi Mor Şemun tarafından yaptırılmış. Manastırın güncel isim babası Mor Gabriel’in bir hikmeti de ölümünden yıllar sonra bir Veba Salgınında kendisinden medet umulmasıyla ortaya çıktı. Azizin ölümünden 130 yıl sonra ortaya çıkan Veba salgınında hastaların Mor Gabriel’in cansız bedenini ziyaret edip sağlığına kavuşmalarından sonra bugün bile manastır halen aynı amaç doğrultusunda ziyaretçileri ağırlıyor. (Siz sakın gitmeyin, yarın özgürce seyahat edebilmek için bugün #EvdeKalTürkiye)

Şehrin bir diğer önemli manastırı da Deyrülzafaran Manastırı. Yapı, eskiden bir pagan tapınağı olan, sonrasında üzerinde askeri bir üs inşa edilen kalıntıların üzerine 5. Yüzyılda yapılmış. Manastır aynı zamanda bölgede ilk matbaanın kullanıldığı yer, 1876 yılında manastırın patriği 4. Petrus’un İngiltere’den getirttiği matbaa 100 yılı aşkın bir süre boyunca birçok dilde eserin yazılmasına ve çoğaltılmasına olanak sağlamış.

Kafro Köyü

Midyat’a bağlı olan Kafro Köyü’nün Mardin şehir merkezine uzaklığı araçla 75 dk. Elbeğendi Köyü olarak da bilenen köy aslında 1995 yılında boşaltılmıştı. Sadece birkaç villanın bulunduğu ve kışın neredeyse kimsenin yaşamadığı köyde meşhur bir Pizzacı var. Mardin’in bu ufacık köyünde taş fırında pişen pizzaların ustası İsviçreli bir beyefendi. İşletmeci ise yıllarca Almanya’da yaşayan Nail Bey. Yediğimiz pizzaları biz epey beğendik, belki aranızdan beğenmeyen de çıkabilir ama böyle bir köyde, bu atmosferde pizza yemek başlı başına bir deneyim. Her şey zamanında güzel, denk gelirseniz kenger zamanı kengerli pizza yiyin!

Camiler

Artuklular tarafından inşa edilen Mardin Ulu Cami’nin minaresi şehrin sembolü haline gelmiş durumda. Tepeden Mardin Ovasına baktığınızda karşınıza çıkacak o minare 800 yıllık geçmişe sahip. Ancak maalesef sadece caminin temeli ve minarenin kaidesi Artuklu dönemine ait. Zamanla tahrip olan yapı son halini 19. Yüzyılın sonlarında almış.

Mardin’deki son Artuklu yapılarından Latifiye Cami ise 2011 yılında Diyanet Bakanlığınca en güzel cami seçildi. Caminin kubbesi hemen mihrabın üstünden yükseldiği için iç mekanda özel bir akustik yaratıyor.

Kasımiye ve Zinciriye Medreseleri

Artuklu yapısı olarak karşımıza çıkacakken Akkoyunlular döneminde tamamlanan bir dini kompleks Kasımiye Medresesi. Rivayete göre Kasım Paşa’nın burada öldürüldüğüne inanılıyor.

Zinciriye Medresesi olarak bilinen İsa Bey Medresesi ise son Artuklu hükümdarı tarafından yaptırıldı. Timur’un Mardin’i istilasında, son hükümdar Melik Necmettin İsa kendi yaptırdığı bu medresede hapsedildi.

Nerede kalmalı, nerede yemeli?

Turistik amaçlı ziyaretinizde kentin merkezinde ortalama fiyatlarda konaklama yapmak isterseniz benim yaptığım gibi İzala Hotel’de kalabilirsiniz. Mardin’in popüler bir destinasyon haline gelmesinden sonra otelin hafta sonu müsaitliği bazen zor bulunuyor. Ancak Mardin’de konaklama deneyiminizi farklı bir boyuta çıkararak çok özel bir konakta gecelemek isterseniz Mardin Selçuklu Konağı’nı size öneririm. 10 odalı butik bir konak olan işletmenin fiyatları ise diğer otellere göre doğal olarak biraz daha yüksek. Eğer iş için Mardin’e geliyorsanız genellikle tercih edilen Ramada Plaza by Wyndham Mardin’de konaklayabilirsiniz.

Hediyelik alışverişi

Mardin’e gelindiğinde meşhur Mardin telkârisinden, Süryani şarabından, meşhur badem şekerinden ve el yapımı sabunlarından  hediyelik alabilirsiniz. Telkari için Cumhuriyet Caddesi’nde yer alan Fırat Silver’ı öneririm. Kadın ve erkek için çok çeşitli ürün yelpazesi var. Mardin seyahatindeki yol arkadaşım Derya ile kendimize telkârileri Fırat Silver’dan aldık.

 

Oğulcan Tatar

@ogulcantatar

ogulcan@renatravel.com

Related Posts

Leave A Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *