İnsanın yanı başındaki güzellikleri fark etmesi nedense bazen zaman alıyor. 40’a yakın ülkeye ayak basmama rağmen Atina’ya yolum ancak yeni düştü. Yakın olduğundan mıdır, beklentim de düşüktü. Lakin şehir merkezine vardığım andan itibaren şehir tüm misafirperverliği, sıcakkanlılığı ve lezzetiyle bizi kucakladı. Gelin size üç günlük Atina seyahatimden notlarımı paylaşayım.
Atina Gezi Notları
Havalimanı Ulaşımı
Yoğun bir tempodan direkt olarak Atina’ya geçtiğimiz için sadece kalacağımız otel belli şekilde Atina’ya vardık. Şehirdeki trafiğin iş çıkışı saatinde aynı İstanbul’daki gibi olduğunu bilsem metroya 9 Euro verip şehir merkezine 45 dakikada ulaşmayı seçerdik ama biz otobüsü tercih ettik. X95 numaralı hat 5.5 Euro bedelle şehir merkezine yolcu taşıyor. Taksi ise gündüz 40 Euro, gece 55 Euro sabit tarifeyle sizi şehir merkezine götürebilir.
Otel
Biz Plaka’da, Plaka Hotel’de kaldık. Akropol manzaraları odalarını tavsiye ederim, eşsiz bir manzaraya uyanırsınız. Lakin otel lüks değil, 100% tavsiyemdir diyemem. Her yere yakın ve manzarası oldukça iyiydi.
1 Biletle 7 Müze (30 Euro)
Akropolis, Antik Agora, Roma Agorası, Hadrian Kütüphanesi, Olimpos Zeus Tapınağı ve Aristo’nun Okulu’nda geçerli kombine müze biletimizi https://etickets.tap.gr üzerinden aldık. Kombine bilet QR kod olarak kayıtlı mail adresinize geliyor. Bilet, alındıktan sonra 5 gün geçerli ve her müzede bir kez kullanılabiliyor. Biz, aldığımız biletle müze ziyaretlerimizi iki güne yayarak 7 müzeyi de gezdik.
Akropol’e çıkmadan önce veya çıktıktan sonra ayrı biletle gezilen (5 Euro) Akropol Müzesi’ni de gezebilirsiniz. Parthenon’un birçok friz, alınlık, metot ve heykeli burada sergileniyor. Müzeyi gezmeden önce kısa bir araştırma yapmak isterseniz buradan bakabilirsiniz. https://www.theacropolismuseum.gr/en/exhibit-highlights
Yemek
Öncelikle Atina’da kötü yemeğe denk gelmedik. İlk gittiğimiz Mermigas Restoran seyahatin bizce en güzel mekanıydı. Ancak bu kararı kolayca vermedik çünkü diğer yerler de çok iyiydi. Mermigas’ın 3 şubesi var. Biz Sintagma’daki yerinde yedik. Grilled Chicken Fillet, Santorinio ve Fried Guyere rom Naxos (Baya bizim Ballı gemici böreği) yedik. İkinci gün Hint & Asya ve gece de Meksika yapalım dedik. Öğlen Indian Naanwich’teydik. Oldukça iyi ancak porsiyonlar biraz büyüktü. Akşam ise şehirde her yerde karşımıza çıkan Street Wok’a şans verdik, onu da beğendik. Geceyse Loco Taqeuira’ya gittik. Tacoları oldukça turistik olsa da lezzet açısından Avrupalı damak tadına uygun olduğu için burası da tavsiyelerim arasında. Ertesi gün ise Karamanlidika’ya gittik. Adından anlaşılacağı üzere bir Karaman restoranı. Aynı zamanda bir şarküteri olarak hizmet veren restoranda yılın her döneminde yer bulmak oldukça zor çünkü hem yerel halk hem de turistler tarafından çok tercih ediliyor. Menüsünde pastırmalı menemenden sucuklu kavurmaya birçok Türk yemeği var. Alışkın olduğumuz lezzetleri Yunan, Doğu Roma hatta Asya esintileriyle reçetelerde görebilirsiniz. Kesinlikle tavsiyemizdir, akşam gidecekseniz rezervasyon yapın. Şehirdeki en iyi Souvlaki mekânı denilen Kostas’a gittiğimizde kapalıydı. Orası kapalı olunca çaprazındaki Tylixto’ya gittik ve beğendik. Son gün uçağımız erken olduğu için tekrar Kostas’a gidemedik ve Atina’ya bir daha gelmek için kendimize bahane yaratmış olduk. Kapalıçarşı’daki Dönerci Şahin Usta gibi önünde kuyruklar oluşan bir mekân olduğu söyleniyor.
Barlar
Atina’da onlarca güzel bar var. Noel Bar, konseptiyle en beğendiğimiz yer oldu. Farklı konseptteki salonları ve yemek imkanıyla da mutlaka tavsiyedir. 50 Best’te yer alan iki bara da gitme şansımız oldu. Bunlardan Baba Au Rum’u çok beğendik. 5 farklı romdan yaptıkları Star 5 Zombie, tavsiyedir. Yine 50 Best’te yer alan ve aramalarda da ilk çıkan Clumsies’e gittik ancak bize hitap etmedi, kalmadık içerde.
Şehirde mutlaka yapın
- Adrianou Caddesi’nde yürüyün
- Plaka merdivenlerine gidin
- Irene, Sintagma ve Monastiraki Meydanlarına çıkın
- Panagia Kapnikarea kilisesini gezin
- Türk tatlarını Yunanca telaffuz eden Katzis’te tatlılar yiyin (Kazandibi şahaneydi)
- Herhangi bir rooftan Acropolis’i seyredin
- Little Kook’a gidin
Oğulcan Tatar
Leave A Reply